BİLİŞSEL ÇARPITMALAR
Bebeklikten itibaren konuşmayı ebeveynlerimizden duyup görerek ve onları taklit ederek geliştiririz. Bilişsel çarpıtmalar da bir nevi konuşma gibi küçüklükten itibaren çevremizden edindiklerimiz, farkında olarak ya da olmayarak bilinçaltımızda depoladıklarımızdır. Bilişsel çarpıtmalar kavramı ilk kez Aaron T. Beck tarafından ortaya atılmıştır. Bir durum ya da bir olay için ne düşündüğümüz o konu hakkındaki duygularımızı ve hislerimizi etkiler. Bu cümle okuyunca basit gibi gelebilir, fakat yazının devamında bu cümlenin derin bir anlam taşıdığını, ve hayatımızda önemli bir etkisi olduğunu göreceğiz. Farkında olmadan günlük yaşamımıza zararı olabilecek bu kalıplaşmış düşüncelere bir de yakından inceleyelim.
En yaygın kalıplaşmış düşünceler; felaketleştirme, ya hep ya hiç düşünme, aşırı genelleme, seçici soyutlama, zihin okuma, etiketleme, aşırı büyütme/küçültme, meli-malı cümleler/ emirler, kişiselleştirme, duygulara göre mantık yürütmedir.
Felaketleştirme, gerçekçi sonuçları dikkate almadan gelecek hakkında olumsuz varsayımlarda bulunmaktır. Örneğin, bir öğrenci dersinin ilk sınavına girecek ve düşük not alma kaygısı yaşıyor, ve bu sınavdan düşük alırsam son sınavdan da düşük alırım ve bu dersten kalırım dolayısıyla dönem not ortalamam düşer düşüncesine kapılır.
Ya hep ya hiç düşünme, kişinin kendine koyduğu herhangi bir hedef için küçük bir hata yapması durumunda bu hedefini tamamen başarısız olarak nitelendirir ve bu hedef için yaptığı, ortaya koyduğu çabayı değerlendirmeye almaması durumudur.
Aşırı genelleme, kişinin bir iş başvurusundan ret alması başvuracağı bütün işlerden ret alacağını düşünmesi ve başarısız olacağını düşünmesidir. Bir olumsuz geri dönüş ilerideki tüm yaşamı için olumsuz çıkarım yapmasıdır.
Seçici soyutlama, örneğin kişi evinde davet verir ve yemeklerden yiyen bir misafirin yüz ifadesinin kötü olduğunu görüp tüm yemeklerinin kötü olduğunu ve insanların memnun kalmadığını düşünür fakat misafirler ayrılırken yemeklerin ne kadar güzel olduğunu söylese bile olumsuz düşünceyi seçip olumlu düşünceleri ihmal etmiştir.
Zihin okuma, kişinin başkalarının onun hakkında olumsuz düşünceleri olduğunu varsayıp buna odaklanmasıdır.
Etiketleme, kişinin yaşadığı herhangi bir olayda kendine bir sıfatla nitelendirip tanımlamasıdır. Yaşadığı tek negatif olayla birlikte etiketlemesidir.
Aşırı büyütme/küçültme, küçük bir olaydan etkilenip tüm durumu olumsuz düşünme halidir. Aşırı küçültme ise kişinin başarısını küçümsemesinden ibarettir.
Meli-malı cümleler/ Emirler, kişinin kendisine koyduğu hedeflerde başarılı olmalıyım gibi cümleler kurması baskıya sebep olmaktadır bu da kişide hedef olumlu sonuçlanamadığında hayal kırıklığına sebep olabilir.
Kişiselleştirme, olumsuz bir durum olduğunda problem kişide olmasa da tüm olumsuzluğun sebebini kendisinde görmesidir.
Duygulara göre mantık yürütme, kişinin duygularını gerçeğin önünde tutmasıdır. Kişinin hissettikleri gerçeği yansıtmasa da mantığını duygularıyla yönlendirir ve gerçeklikten uzaklaşır.
En başta bahsettiğim ilk okunduğunda derin bir anlama sahip hissettirmeyen cümle şu anda kulağa nasıl geliyor? Bir durum için düşündüklerimiz, sahip olduğumuz içsel filtreler duygularımızı ve ne hissettiğimizi bu da dolayısıyla davranışlarımızı etkilemektedir. Bilişsel çarpıtmalar hayatımızın çok içinden ve farkında olmadan kullandığımız olumsuz düşüncelerdir. Bu düşünceler yeri geldiğinde hayatımızı şekillendirip yönlendirme gücüne sahip olabilecek duruma gelebilirler. Her bir bilişsel çarpıtma için verdiğim örnekler kişinin hayata karşı olan motivasyonunda ve özsaygısında azalma, hayal kırıklığı gibi çeşitli olumsuzluklara sebep olmaktadır. Bunu engelleyebilmek için farkındalığımızı arttırmak bile günlük yaşamımızda birçok değişikliğe ve olumlu etki oluşturmaya katkı sağlar. Bu düşüncelere karşı farkındalık kazandıktan sonra kendi duygularımızdan biraz uzaklaşıp objektif bir şekilde durumu değerlendirmek de büyük katkılardan biri olabilir. İnsan en çok kendini yargılama eğilimindedir, halbuki birazcık şefkati kendimize, duygularımıza göstersek hayattan alabileceğimiz verim çok daha iyi bir noktaya gelebilecektir.
Kaynakça
Tepki Ekle