HARRY HARLOW: BAĞLANMADA ANNE SEVGİSİNİN ROLÜ
‘Her şeyin var, yediğin önünde yemediğin arkanda, daha ne istiyorsun?’ İşte istenilenin ne olduğunu açıklayan muhteşem ama etik olmayan bir deney!
Davranışçı psikolojinin özellikleri araştırılmaya başlanıldığında bağlanmanın temelinde; bebeklerin annelerine karşı hissettiği duygusal bağlılığın, bebeğin beslenmesi ve maddi ilişkiye dayanıldığı düşünülüyordu. Bebeklerin bakıma muhtaç olduğu ve annelerin ihtiyaçları karşıladığı sürece bağ kurulacağı inancı yer alıyordu. Bu bağlanma ile ilgili olarak psikologlar farklı teoriler savunmaktaydı. Freud, bebeklerin oral doyum sağlayan obje veya kişiye bağlandıklarını; Watson, çocuğun yetiştirilmeye başlanıldığı zaman anne sevgisinin tehlikeli olduğunu; Skinner ise çocuğun ağlamasının, anne kucağından mahrum bırakarak bağlanmanın olumlu yönünde gelişeceğini açıklamıştır. Psikolog Harry Harlow, dönemdeki bilim görüşlerinin aksine, bebeğin sağlıklı bağlanma için beslenmenin yeterli olmadığını, anne sevgisine ve güvenine ihtiyacı olduğunu ve onların gelişimine önemli bir şekilde katkıda bulunacağını savunmaktaydı. Harlow kendi görüşünü kanıtlamak amacıyla Rhesus maymunlarla birçok deney yapmıştır.
Deney yapmak için yavru maymunları doğumdan hemen sonra annelerinden ayırıp kafeslerde yalnız bırakmış ve davranışlarını incelemeye başlamıştır. Maymunlar zaman geçtikten sonra sorunlu davranışlar sergilemeye başlamışlardır. Harlow’un deneyleri, merhamet ve temasın bebeğin ruhsal gelişimindeki katkısını fark ettirmiştir. Harlow, annelerinden ayırdığı yavru maymunları yapay anneler ile yalnız ve sosyal bir yoksunluk içinde büyütmüştür. Deneylerinden birinin amacı olarak, bebek maymunların annenin besin vermesinin dışında ilk olarak önemseme, sevgi ve merhamet gösteren bir simgeye ihtiyaç duyduğunu ispatlamaktı. Bu bağlamda Harlow, yavru maymunların yalnız büyütülmesini sağlayacak ortam oluşturarak onların gelişimlerini incelemeye başladı. Annenin karşılaması gereken tüm ihtiyaçlar, Harlow ve ekibi tarafından sağlandı. Sonucunda bu yavru maymunların davranışlarında yüksek oranda bir içine kapanıklık ve asosyal davranışlar görüldü. Dışarıya çıktıklarında diğer maymunlarla temas kurmayı reddettiler. Hatta ek olarak ölümle bile sonuçlandı.
Harlow, bu bulgudan çıkan sonuçlar doğrultusunda ‘Telden Anneler’ deneyini başlattı. Deneyde iki ayrı düzenek oluşturdu. Bu düzeneklerden ilki telden ve tahtadan oluşan diğeri ise bezle örtülmüş, anne maymunu taklit eden bir mekanizmadır. Telden anne, bebeklerin besin vereni görevinde iken kumaştan anne besin görevini sağlamayan sadece yumuşak havludan yapılmış anne sıcaklığını yansıtmaktaydı. Bebek maymunlar bu düzeneklerle yalnız kaldıklarında gösterdikleri davranışlar, bilim dünyasına büyük katkı sağlamıştır. Maymunlar telden anneye sadece acıktıklarında yönelmiş, yeterli besini aldıktan sonra seri bir şekilde kumaştan olan anneye dönmüşlerdir. Yavrular kumaştan yapılmış olan anneyle daha fazla vakit geçirmişler, telden anneye sadece beslenmeye ihtiyaç duyduklarında gitmişlerdir. Harlow, ‘Telden Anneler’ deneyi ile bebeklerin sağlıklı gelişim ve bağlanma olması için beslenmeyle birlikte anne sıcaklığının da gerekli olduğunu kanıtlamıştır.Harlow diğer bir deneyinde, bebekteki güven duygusunun gelişiminde annenin rolünün ne olduğunu ele almıştır. Deney için yüksek ve korkutucu sesler çıkaran bir robot tasarlamıştır. Robot çalıştığında maymunlar anında bezden anneye sığınmış ve ona sarılmışlardır. Deneyin ikinci aşamasında, Harlow maymunların yabancı bir ortamda ne durumda olacaklarını ve ne yapacaklarını gözlemlemiştir. Kumaştan annenin yer aldığı odaya giren maymunlar, önce annenin yanına gitmiş ve ondan şefkat ve destek alarak, odayı keşfetmeye başlamışlardır. Kumaştan annenin olmadığı odaya giren maymunlar ise, korkmuş ve saldırgan tavırlar sergilemişlerdir. Yavru maymunlarda çığlık atma, sallanma ve tekrarlı olarak donup kalma davranışı gözlemlenmiştir. Maymunlar için yabancı bir ortamda keşfetme davranışı ancak annenin merhamet ve sıcaklığı sayesinde muhtemel olmuştur.
Harlow’un bir başka deneyinde, telden anne ve bezden anne yanında büyütülen maymunların beslenmedeki farklılıkları gözlemlenmiştir. İki maymun aynı oranda kilo almış fakat telden anne yanında büyüyen maymun, sindirimde ve boşaltımda sıkıntı çekmiştir. Bu deneyin sonucuna bakılarak dokunum temas eksikliğinin sindirim problemlerine sebep olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu deneylerden sonra Harlow, yumuşak sahte annenin gerçek annenin yerine geçebileceğini savunmuştur. Ancak sonradan sürdürdüğü laboratuvar deneyinde daha farklı sonuçlar elde etmiştir. Yumuşak sahte annenin yanında büyüyen maymunlar çiftleşmek için dışarı çıkarıldıklarında agresif tavırlar sergilemişlerdir. Harlow bunun üzerine etkilerini incelemek için başka bir deney daha yaptı. Pamuktan olan vekil anneyi sallanabilen ve hareket edebilen oyunlu bir hale getirdi. Bu deneye yarım saat süre vermiş ve sonucunda hareket eden anne ile büyüyen maymunların diğer maymunlara kıyasla daha sağlıklı bir gelişim gösterdiğini fark etmiştir. Harlow çıkarım olarak sağlıklı bir psikolojik gelişim için sadece dokunmanın yetmediği, haraket ve oyununun da önemli olduğu sonucuna varmıştır.
Yavru maymunları annelerinden ayırarak yaptığı incelemelerde Harlow, dönemin şartlarına göre oldukça farklı argümanlar ortaya çıkarmıştır. Harlow'un deneyleri, şefkat ve temasın bebeğin ruhsal gelişimindeki katkısını fark ettirmiştir. Fakat yaptığı deneylerin vicdan dışı olması nedeniyle eleştirilerin hedefi halinde olmuştur. Harry Harlow deneyleri günümüzde etik dışı olarak görülmektedir. Deney için maymunları annelerinden ayırması, izole etmesi ve yavruların psikolojik olarak acı çekmesine neden olması sebep olarak görülmüştür. Lakin yaptığı deneylerinin süreci nasıl ilerlerse ilerlesin sevginin önemli olduğunu kanıtlamıştır. Sevgi eksikliğinin yol açtığı problemleri; içine kapanıklık, güvensizlik, ikili ilişkilerdeki başarısızlık, şiddete eğilim ve hatta beyinlerinde sorun yer alacak şeklinde olabileceğini belirtmiştir.
REFERANS
Tuna, İ. (2018). Annenin bağlanma stili ile çocuk yetiştirme tutumu ilişkisinin incelenmesi (Master’s thesis, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü)
Cankardaş, S. (2018) Çocukluktan Yetişkinliğe Duygusal İhmal ve Etkileri. Online Psikoloji Dergisi, 15(1), 47-51
Tepki Ekle