TMS TERAPİSİNİN OKB TEDAVİSİNDE KULLANIMI
OKB, obsesif yani tekrarlayan ve rahatsızlık veren cümlelerin yarattığı kaygıyı gidermek amacıyla kompulsif davranış örüntülerini içeren bireyin yaşamını ciddi anlamda olumsuz etkileyen ve işlevselliği düşüren bir hastalıktır. OKB tedavisinde birinci tedavi basamakları olarak BDT ve farmokoterapi tedavi yöntemleridir. Ancak yüksek direnç gösteren hastalarda bu tedavi yöntemlerinin tam iyileşme sağlanmadığı gözlemlenmiştir. Araştırmacılar direnç gösteren hastalarda yeni yaklaşımlar denemeye başlamışlardır. Bu tedavi yöntemlerinden biri Trankraniyal manyetik stimülasyon tekniğidir. Günümüzde işe yarağını gösteren çalışmalar var olsa da halen araştırılmaya devam etmektedir.
Mevcut OKB tedavisindeki ilk basamağı SSRI (seçici serotonin geri alım inhibirtörleri) veya Bilişsel Davranışçı terapi oluşturmaktadır. Daha dirençli vakalarda düşük düzeyde antipsikotikler ve SNRI tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Günümüzde yaygı kullanılan bu yöntemlerin etkili bir tedavi seçeneği olduğu gösterilmiştir. Ancak hastaların %30-60 arasındaki bir oranda ilacın oluşturduğu yan etkileri tolere edemediği ve tam olarak farmakoterapi tedaviyle tam olarak iyileşme gösterememiştir. (Jaafari ve ark,2012). Genel olarak OKB hastalarının %40’ı hastalığın belirli semptomlarını göstermeye devam etmekte ve %10’unda da iyileşme sağlanamamıştır.( Tan ve ark,2015).
Araştırmacılar dirençli OKB vakalarının tedavisi için birinci tedavi başmaklarının dışında tedaviye yönelik nöromodulatör müdahaleler üzerinde çalışmışlardır. Bunlar tekrarlayan transkraniyal manyetik uyarım (rTMS), ablasyonlu stereotaktik nörocerrahi ve derin beyin uyarımı şeklinde üç tanedir.
Trankraniyal manyetik stimülasyon tekniği Barker ve ark.(1985) tarafından tanıtılan beynin belirli bölgelerine seçici olarak elektromanyetik darbeler ileten deri içi uygulaması olmayan bir tekniktir. (Tıp literatüründe invazif olmayan kavramı geçmektedir.)(Jaafari ve ark,2012). Yalıtılmış olmayan tel bobinle kullanılarak içinden değişen elektriksel bir akım geçirilerek sırayla yaklaşık değeri 2 Tesla’lık olan bir manyetik alan üretilir. Bu akımlar bobinin altında lokalize alanda manyetik alan darbeleri oluşturur ve darbeler yeterli yoğunlukta yüzeysel olarak yumuşak deriyi ve kafatasından geçerek yüzeysel beyin bölgesine ulaşmaktadır (Sehn,Eslick ve Brakoulias,2018). Bunun sonucunda da kortikal nöronların depolarizasyonun oluşmasını ve böylece beyinde elektriksel akımın oluşmasına yol açarak nöronların trans-sinaptik mekanizma yoluyla eylem potansiyeli üretmesini sağlar( Jaafari ve ark,2012).
TMS tek vuruşlu ,çift vuruşlu ve tekrarlayan TMS, olmak üzere çeşitli yöntemleri vardır. İletimlerin beyne tekrarlı alıştırma şeklinde ulaştırılması Tekrarlı Transkrinial Manyetik Uyarımı denmektedir. (rTMS).
rTMS ‘in yan etkileri olarak baş ağrısı boyun ve sırt ağrıları,saç derisini ağrıması gibi yan etkileri vardır. Ancak rTMS’in fizyolojik olarak bazı nöbetler tetikleme gibi olumsuz bir etkisi vardır ve bu durum iletimin yoğunluğuna, frekansına , bireyin hastalık geçmişine göre değişmektedir (Wassermann 1998; Rossi ve ark. 2009)
rTMS tedavisi çalışmaları daha çok depresyon tedavisi üzerine çalışılmakta olan bir konu olmakla birlikte aynı zamanda anksiyete bozuklukları,TSSB,OKB gib hastalıklar üzerine de çalışılmıştır (Jaafari ve ark,2012).
OKB hastalığının nörobiyolojik olarak incelemesi ele alındığında duygu ve biliş düzenlemeye yönelik beynin caudet çekirdek,Antrerior singulat korteks (ASK),talamus kısımlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. (Whiteside ,2004). Genel olarak OKB’nin beynin orbitofronto-striato-pallido-talamik devresiyle ilglili bir bozukluk ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Bu devre bulunan dorsolateral prefrontal korteks (DLPFK), Antrerior Singulat Kortesk (ASK), Eklemli motor alan (SMA),Orbitofrontal korteks (OFK), medial prefrontal korteks ve bazal gangliyayı içermektedir. Nörofizyolojik çalışmaların OKB hastalarında DLPFC,SMA ve OFC’nin hiperaktif olduğunu göstermiş ve bilgi işleme yanıt kontol eksikliği ilişkilendirilmiştir (Sehn,Eslick ve Brakoulias,2018). SMA’daki aktifliğin çok olması OKB’de davranışın ketlenmesi kontrolündeki eksikliği açıklayabilir. (Sehn,Eslick ve Brakoulias,2018). TMS tedavisinin birinci basamaktaki tedavi türlerine yanıt vermeyen ve direnç gösteren hastalarda beynin OKB ile ilişkili olduğu düşünülen alanlarına belirli akımlarda manyetik iletim yapılarak sağaltım hedeflenmektedir.
KAYNAKÇA
Tan, O.,Hızlı Sayar,G., Önen Ünsalver,B., Arat,M.A., Karamustafalıoğlu, O.(2015. Combining transcranial magnetic stimulation and cognitive-behavioral therapy in treatment resistant obsessive-compulsive disorder. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 16,180-188. doi: 10.5455/apd.160156.)
Jaafari,N., Rachid,F.,Yves-Rotge,J., Polosan,M.,El-Hage,W.,Belin,D.,Vibert,N.,Pelissolo, A. (2012). Safety and efficacy of repetitive transcranial magnetic stimulation in the treatment of obsessive-compulsive disorder: A review. The World Journal of Biological Psychiatry,13:3 164-177. DOI: 10.3109/15622975.2011.575177.
Wassermann EM. (1998). Risk and safety of repetitive transcranial magnetic stimulation: report and suggested guidelines from the International Workshop on the Safety of Repetitive Transcranial Magnetic Stimulation, Electroen-cephalogr Clin Neurophysiol 108(1) – 16.
Rehn, S., Eslick,D.G., Brakoulias,V. (2018). A Meta-Analysis of the Effectiveness of Different Targets Used in Repetitive Transcranical Magnetic Stimulation (rTMS) fort he Treatment of Obsessive-Comspulsvie Disorder (OCD). Psychiatr Q, 89:645–665. https://doi.org/10.1007/s11126-018-9566-7.
Tepki Ekle