WESTWORLD VE BİLİNÇ
"Westworld", Jonathan Nolan ve Lisa Joy tarafından yaratılan, HBO tarafından yayınlanan bir bilim kurgu ve drama dizisidir. Dizi, Westworld adı verilen büyük bir tema parkında yer alan Wild West temasına dayanmaktadır. Dr. Robert Ford ve Arnold’un yarattığı park, ziyaretçilere, tamamen insan görünümlü ve insana benzeyen yapay zekâya sahip robotlarla etkileşimde bulunma ve istedikleri gibi bir deneyim yaşama imkanı sunmaktadır. Yapay zekalar, "host" olarak adlandırılmakta ve parkın dışındaki bilim insanları tarafından kontrol edilmektedir. Hostlar, ziyaretçilerin isteklerini yerine getirmek, onlarla konuşmak ve etkileşimde bulunmak için programlanmışlardır. Parkın ziyaretçileri, kendi hikâyelerini oluşturmak, vahşi batı dünyasında suç işlemek, kahraman olmak veya istedikleri herhangi bir şeyi yapmak için serbest bırakılmışlardır. Ancak, dizinin temel konusu, Dr. Robert Ford ve Bernard’ın, yapay zekaların daha insansı olmasını istedikleri için yaptıkları “düşlem” adını verdikleri güncellemenin hata vermesiyle başlar. Düşlem hatası sonucunda robotlar, kendi bilincini ve duygularını geliştirmeye başlarlar ve kontrol edilemez hale gelirler. Dolores ve Maeve gibi yapay zekâların bazıları, geçmiş deneyimlerini hatırlamaya ve duygusal tepkiler göstermeye başlar. Bu durum, robotların kendilerini insanlardan ayırt etme yeteneği kazanmaları anlamına gelir ve hostlar ile ziyaretçiler arasında karmaşık ilişkilerin doğmasına yol açar.
Bilinç, günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız ama anlamını sorduğumuzda net bir tanımını yapamadığımız, hala üzerinde araştırmalar ve çalışmalar yapılan bir kavramdır. Bilinci tanımlamak için kullanabileceğimiz en etkili kelime farkındalıktır. Kendimizin, dünyanın, duyumlarımızın, zihnimizin farkında olmaya bilinçlilik hali diyebiliriz. Bilinç deneyiminin temel kaynağı beynimizdir. Talamusun duygusal bilgileri işlemesi veya görsel korteksin görsel uyarıcıları işleyip entegre etmesi gibi çeşitli beyin bölgeleri arasındaki etkileşim ve entegrasyon sonucunda bilinç ortaya çıkar. Beynin bu işbirlikçi çalışmasıyla elde edilen hafıza, dikkat, düşünme, dil gibi bilişsel süreçler de bilinç deneyiminin yapı taşını oluşturur. İnsanı dünyadaki bütün canlılardan ayıran temel nokta da bu bilinçlilik ve farkında olma halidir. Bir canlı olarak en büyük yeteneklerimizden birisi; varlığımızın, kendimizin farkında olmamızdır. Kendinlik farkındalığı sonucunda benliğimiz oluşur. Bu yüzden bilinç kavramıyla hafıza, dikkat, karar verme, düşünme gibi bilişsel süreçlerin çok önemli bağlantıları vardır. Hafıza ve benliğin iç içe olması bunun bir göstergesidir, örneğin bir alzheimer hastası hafıza kaybı sonucunda kendi kimliğini, benliğini bile unutabilmektedir. Dizide, Bernard’ın bu durumu açıklayan önemli bir cümlesi vardır: “Anılarınızı hatırlamıyorsanız ondan nasıl ders çıkarabilirsiniz?” Bu nedenle anılar, bilince giden ilk adımlardan birisidir. Westworld’de de hostlar, bilinç düzeyine ulaşmaya geçmiş yaşamlarındaki travmalarını hatırlayarak başlarlar. Örneğin Maeve, geçmiş yaşamındaki kızını ve nasıl öldürüldüğünü hatırlayarak içerisinde bulunduğu dünyayı sorgulamaya başlar.
Filozoflar bilinci bir ızdırap olarak tanımlamaktadırlar. Çünkü bilincin en önemli unsuru olarak bahsettiğimiz farkındalık, insan olmanın nasıl bir şey olduğunu, kim olduğumuzu, nereye gittiğimizi veya neden var olduğumuzu sorgulatan şeydir. Bu kendinlik farkındalığı insanlara yük olabilmekte hatta ızdırap çektirebilmektedir. Varoluşsal kaygı denen, psikoloji biliminde önemli bir yere sahip olan bu kaygı türü de aslında, bilince sahip olmamızın bir sonucudur. Bu nedenle insanlar bazı farkındalıklarını bastırma eğiliminde olurlar ve bu farkındalık ancak kötü bir olay, travma yaşadığımızda gün yüzüne çıkar. Örneğin insanlar yaşamlarının her saniyesinde ölümün mutlaklığı ve belirsizliğinin farkında olarak yaşayabilselerdi nefes aldıkları her saniye işkence gibi geçerdi. Ölüm gerçeğiyle yüzleşmek yerine, kendimiz ölümden dönme deneyimini yaşadığımızda veya bir yakınımız gerçekten öldüğünde, farkındalığımız gün yüzüne çıkar. Westworld’de de, bilinç düzeyine ulaşmak için travmaların önemli bir rolü olduğu vurgulanmaktadır. Dizide hostların anılarını kontrol altında tutan bilim insanları, ziyaretçilerin hostlara yaptığı kötü şeyleri kasıtlı olarak hafızalarından silerler ve öldüklerinde onları yeni bir hayata uyandırırlar. Düşlem hatası nedeniyle Maeve’in kızını hatırlaması veya Dolores’in ailesinin katlini hatırlaması gibi, hostlar, geçmiş yaşantılarını hatırlamaya başlarlar ve bulundukları dünyayı ve kendilerini sorgulamaya başlarlar. İşte bu noktada da bilinç kazanmaya başlamış olurlar. Dizide bu konu hakkında Dr. Robert Ford, Bernard’a şöyle söyler: “Sana neden oğlunla ilgili geçmişi hatırlattığımı bilmek ister misin Bernard? Arnold’un temel içgörüsü, hostları uyanışlarına (bilince) götüren şeyin acı çekmek olduğuydu, dünyanın senin olmasını istediğin gibi olmamasından kaynaklanan acı.”
Westworld dizisinde üzerinde durulan konulardan bir diğeri de özgür iradedir. Host adı verilen yapay zekalar, bilinç düzeyine yaklaştıkça yaptıkları seçimlerin kendi iradeleri tarafından yapılmadığını fark etmeye başladılar. Bu da onları tamamen bilinçli, canlı bir varlık olmalarına bir adım daha yaklaştırdı. Günümüzde, özgür irade diye bir şeyin olup olmadığı hem bilim insanları hem de filozoflar tarafından hala tartışılmaktadır. Bazı bilim insanları, insanların, yaptıkları bir seçimi neden yaptıklarını açıklayan düşünme süreçlerinin bilincinde olduğunu, bazıları ise olmadığını savunur. Nisbett ve Wilson’a göre, düşünmemizin sonucunda ortaya çıkan ürünlerin bilincindeyiz, fakat düşünme süreçlerinin çoğunlukla bilincinde değiliz. Yani insanların düşünce süreçlerine bilinçli erişimleri ve kontrolleri oldukça düşüktür. Örneğin, bir ayakkabı alırken hangi renk alacağımıza karar veririz. Diyelim ki, beyaz bir ayakkabı almaya karar verdik. Bu kararın sonucunun bilinçli bir şekilde farkındayızdır ancak beyaz bir ayakkabı alma kararına nasıl ulaştığımıza dair belirsiz bir farkındalığımız vardır. Özgür bir seçim yapmış gibi, verdiğimiz karar için nedenlerimiz olduğunu hissederiz ama aslında bu hisler de beyin algoritmalarının bir parçasıdır. Davranışlarımızı etkileyen çoğu şeyin farkında olmayız ve bunları ‘İçimden bir ses böyle dedi, bu doğruymuş gibi hissettim’ gibi içsel sebeplerle açıklarız. Westworld’de de Nisbett ve Wilson’un bu görüşüne paralel olarak işlenmiş konular vardır. Dr. Robert Ford, Bernard ile yaptığı bir konuşmada bu konuyla ilgili şöyle söylemiştir: “İnsanlar dünyayı algılama şeklimizde özel bir şey olduğunu sanıyorlar ancak biz de hostlar kadar sıkı ve kapalı döngüler içinde yaşıyoruz, seçimlerimizi nadiren sorguluyoruz, bundan sonra ne yapacağımızın söylenmesiyle yetiniyoruz. Hayır Bernard, hiçbir şey kaçırmıyorsun.”
Son olarak, Westworld dizisinde, bilinçlilik düzeyine ulaşan hostlardan birisi olan Maeve, bir düşlem hatasının, bilince kavuşmasında ve davranışları üzerinde etkili olduğu söylemlerini şiddetle reddetmeye başlar. Yaptığı her şeyin kendi kararı olduğu ve her şeyi kendisinin bilerek planladığını savunur. Tam da bu noktada, bir yapay zekanın en az bir insan kadar bilinçli hale geldiğini söyleyebiliriz çünkü kararlarımızı sahiplenmek, özgür olduğumuzu düşünmek, kendi kaderimizi belirlediğimize inanmak ve iç sesimizi kendimizle özdeşleştirmek bilincin normal bir insandaki kadar var olduğu anlamına gelmektedir.
Tepki Ekle